Özgür kadın Bella

 
Özgür kadın Bella Özgür kadın Bella

Her filminde olduğu gibi hayvanların en akıllısı (!) en acımasızı insanın çağlar boyunca hiç değişmediğini vurgulayarak günümüze göndermeler yapıyor. Bella’nın ifade biçimi, iletişim kurma özelliği yaşadığı deneyimlerle değişmeye başlar.  Narsist, toksik, güdümleyici Duncan onu evcilleştirmek, köleleştirmek ister ama başaramaz. ‘İNSANLAR GARİBAN HAYVANLARDIR’Lanthimos 2010’dan beri düşlediği projesini gerçeküstü, stilize biçemde, ironik bir vurguyla, görkemli bir görsellikle anlatır. Babası bildiği Godwin’i ve nişanlısını ardında bırakıp çapkın avukat Duncan’la dünyayı ve kendini keşfetme yolculuğuna çıkar. Bella cinselliğini bir kadın olarak alabildiğine özgür, kaygısız yaşar. Hiçbir şey onu durduramaz. Cinsellik onun için özgürleştirici bir deneyimdir. Çağın önyargılarına kulak asmaz, suçluluk, utanç duymaz, “Beden benim bedenim, yeni hayatım, eski klitorisimden memnunum’ diyerek kimlik arayışını sürdürür. Alasdair Gray’in romanından (1992), Mary Shelley’in Frankenstein’ından (1818), Mel Brooks’un Young Frankenstein (1974) filminden, Ken Russell ve Monty Python’dan etkilenen yönetmen evrensel boyutu, iletisiyle günümüzde hâlâ süren ataerkillik, kadına şiddet, ayrımcılık, özgür irade, kadının özgürleşmesini feminist, kışkırtıcı bir bakışla sorgular, “Biz insanlar gariban hayvanlarız” der. ‘Dünyayı tanıdıkça dünya bizim olur’Köpek Dişi, The Lobster, Kutsal Geyiğin Ölümü, Sarayın Gözdesi’nin yaratıcısı Yorgos Lanthimos son filmi Zavallılar’da da insan ruhunun karanlık bölgesine dalarak, sosyal yapıların ne denli anlamsız, soyut olduklarını sergiliyor. Yeni insanlar, ülkeler onu geliştirir, büyür, olgunlaşır, kitap okur, saçları uzar, kostümleri farklılaşır. Siyah beyaz renk seçimi, balık göz objektif Bella’nın malikânedeki tutsaklığını, canlı renkler, tablo tadında kadrajlar cinselliği, gerçek yaşamı keşfini yansıtır. İzleyiciyi Bella’nın dünyasına sokar, gitgide özgürleşmesini, seçimler yapma kapasitesini, topluma göre değil kafasına estiği gibi yaşamasını, doktor olmasını etkileyici bir ustalıkla aktarır. Godwin’in plastik yüz makyajı için Francis Bacon’ın otoportresi kullanıldı.  Emma Stone, Mark Ruffalo, Willem Dafoe, Ramy Youssef, Hanna Schygulla’nın oynadığı Zavallılar Venedik’te Altın Aslan, Altın Küre’de en iyi komedi, kadın oyuncu (E. Viktroya döneminde geçen öykünün ana kahramanı Bella intihar edince Doktor Godwin onu yeniden diriltir, bu dönem keşiflere, yeniliklere açık bir zamandır, teknoloji sürekli gelişir. Stone) ödüllerini aldı",Yorgos Lanthimos’un yönettiği 11 kategoride Oscar adayı fantastik dramatik gerilim Zavallılar (Poor Things) bugün gösterime girdi. Bella da geliştikçe dışarıdaki dünyayı çok merak eder, serüven yaşamaya heves eder. ",.

Özgür kadın Bella

‘İNSANLAR GARİBAN HAYVANLARDIR’Lanthimos 2010’dan beri düşlediği projesini gerçeküstü, stilize biçemde, ironik bir vurguyla, görkemli bir görsellikle anlatır. Stone) ödüllerini aldı",Yorgos Lanthimos’un yönettiği 11 kategoride Oscar adayı fantastik dramatik gerilim Zavallılar (Poor Things) bugün gösterime girdi. ",. Bella da geliştikçe dışarıdaki dünyayı çok merak eder, serüven yaşamaya heves eder. Her filminde olduğu gibi hayvanların en akıllısı (!) en acımasızı insanın çağlar boyunca hiç değişmediğini vurgulayarak günümüze göndermeler yapıyor. Hiçbir şey onu durduramaz.  Emma Stone, Mark Ruffalo, Willem Dafoe, Ramy Youssef, Hanna Schygulla’nın oynadığı Zavallılar Venedik’te Altın Aslan, Altın Küre’de en iyi komedi, kadın oyuncu (E. Siyah beyaz renk seçimi, balık göz objektif Bella’nın malikânedeki tutsaklığını, canlı renkler, tablo tadında kadrajlar cinselliği, gerçek yaşamı keşfini yansıtır. Cinsellik onun için özgürleştirici bir deneyimdir. Viktroya döneminde geçen öykünün ana kahramanı Bella intihar edince Doktor Godwin onu yeniden diriltir, bu dönem keşiflere, yeniliklere açık bir zamandır, teknoloji sürekli gelişir. ‘Dünyayı tanıdıkça dünya bizim olur’Köpek Dişi, The Lobster, Kutsal Geyiğin Ölümü, Sarayın Gözdesi’nin yaratıcısı Yorgos Lanthimos son filmi Zavallılar’da da insan ruhunun karanlık bölgesine dalarak, sosyal yapıların ne denli anlamsız, soyut olduklarını sergiliyor.  Narsist, toksik, güdümleyici Duncan onu evcilleştirmek, köleleştirmek ister ama başaramaz. Bella’nın ifade biçimi, iletişim kurma özelliği yaşadığı deneyimlerle değişmeye başlar. Yeni insanlar, ülkeler onu geliştirir, büyür, olgunlaşır, kitap okur, saçları uzar, kostümleri farklılaşır. Alasdair Gray’in romanından (1992), Mary Shelley’in Frankenstein’ından (1818), Mel Brooks’un Young Frankenstein (1974) filminden, Ken Russell ve Monty Python’dan etkilenen yönetmen evrensel boyutu, iletisiyle günümüzde hâlâ süren ataerkillik, kadına şiddet, ayrımcılık, özgür irade, kadının özgürleşmesini feminist, kışkırtıcı bir bakışla sorgular, “Biz insanlar gariban hayvanlarız” der. Godwin’in plastik yüz makyajı için Francis Bacon’ın otoportresi kullanıldı. Babası bildiği Godwin’i ve nişanlısını ardında bırakıp çapkın avukat Duncan’la dünyayı ve kendini keşfetme yolculuğuna çıkar. İzleyiciyi Bella’nın dünyasına sokar, gitgide özgürleşmesini, seçimler yapma kapasitesini, topluma göre değil kafasına estiği gibi yaşamasını, doktor olmasını etkileyici bir ustalıkla aktarır. Çağın önyargılarına kulak asmaz, suçluluk, utanç duymaz, “Beden benim bedenim, yeni hayatım, eski klitorisimden memnunum’ diyerek kimlik arayışını sürdürür. Bella cinselliğini bir kadın olarak alabildiğine özgür, kaygısız yaşar.